HİKAYEM

İzmir’de doğmuş ve büyümüş bir Ege kadını olarak, çocukluğumdan beri zeytin ağaçlarının ilk çiçeklenme kokusu, Gediz Deltası’ndan yükselen göçmen kuşların sesi hayatımın bir parçasıydı.

​

Takı yolculuğuma 2019 yılında, Lil’Atelier’de temel kuyumculuk eğitimi alarak başladım. Bir hayal olarak başlayan bu yolculuk, kısa sürede tutkuma ve yaşam biçimime dönüştü.​ Evimin bir odasında kurduğum küçük stüdyom, bugün pirinç ve gümüşü çağdaş kuyumculuk teknikleriyle şekillendirdiğim bir atölyeye dönüştü. Her bir parça yalnızca el emeğini değil, aynı zamanda Ege’nin ruhunu da yansıtıyor.

En sevilen koleksiyonum olan zeytin dalı serisi, atölyemin imzası haline geldi ve logomu da bir zeytin  yaprağı taçlandırdı.

Sonrasında, Ege'nin bereketli topraklarında yetişen asma ve üzüm bağlarından ilhamla oluşturduğum "Pür Koleksiyon" geldi. Menderes Nehri’nin kıvrımlı akışı "Su Koleksiyonuma" ilham verdi; tıpkı doğanın ritmi gibi tasarımlarıma hareket ve canlılık kattı.
Ege’nin antik tarihi, özellikle Efes Antik Kenti ve Helenistik dönem estetiği, tasarımlarımda sıkça yankılanan unsurlar oldu.

ANADOLU KADIN GÜCÜ
TASARIM YARIŞMASI FİNALİSTİ "SU"

2021 yılında, Anadolu'nun Kadın Gücü Tasarım Yarışmasında "SU" adlı tasarımımla 66 şehirden 1500’den fazla kadın tasarımcı arasından finalist seçilmem, yolculuğumdaki önemli dönüm noktalarından biri oldu. 

Bu deneyim bana bir kez daha hatırlattı: Benim görevim, hem kendi hikâyemi hem de geldiğim toprakların ruhunu yansıtan tasarımlar yaratmak. Unique Jewel Studio’da, hayallerinize özel tasarımlar ve doğadan, anılardan, köklerden ilham alan özgün parçalar sunuyorum. Her küpe, broş, şal tokası ve bileklik; Ege’ye sessiz bir övgü, tarihe saygı, tasarıma tutkuyla atılan bir imzadır.

Deniz tuzunun izini taşıyan her bir takıya hoş geldiniz.

Bu benim hikâyem.

Belki bir parçası da sizin olur.